Üçüncü tarafa güvenmenin en büyük sorunlarından biri de güveni kötüye kullanmaktır. Bank of America uzun zamandır müşterileri için korkunç şeyler yapıyor. CBS Sacramento, yakın zamanda yayınladığı bir raporda Bank of America, içerik güvenliğini nasıl sağladığını ve herhangi bir yanlış anlaşılmayı nasıl engellediğini anlattı.
CBS Sacramento’dan yapılan açıklama
Susan Nomi, 16 yıl sonra Bank of America’ya kasa kutusunu açmaya gittiğinde, tüm kutu gitmişti.
Bu kutu, ailesinin mücevherlerini ve babasının bozuk para koleksiyonunu tuttuğu yerdi.
Nomi, Bank of America’nın değerli eşyalarının nereye gittiğini açıklayamadığını söylüyor.
Nomi ekledi:
Cevapları yok. Cevapları yok. Bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ediyorlar
Susan Nomi büyük bankalar tarafından kötü muamelede tek örnek değil. Merkez bankaları tarafından kripto para birimine karşı sunulan en önemli argümanlardan biri, güvenilir bir üçüncü tarafın eksikliği olarak görülüyor. Ancak bu örnekte de görüldüğü gibi, büyük bankalar hiç kimsenin güvenini hak etmiyor gibi görünüyor.
İddialar arasında sadece Bank of America yok
Wells Fargo skandalı daha da derinleşiyor. Megabank, banka çalışanlarını, müşterileri için sayısız sahte hesap oluşturmaya zorlamak için yönetimden yüksek düzeyde baskı uyguladı ve daha sonra hiç istemedikleri hizmetler için ücret talep etti.
Merkez bankaları ve Bank for International Settlement (BIS), kripto para birimlerine karşı her zaman sert oldular. Bu kurumlar mevcut finansal sistemde var olan gücü bariz olarak göz ardı ediyor gibi görünüyorlar. Müşteriler için çok az kaynak var çünkü büyük bankaların kendi tarafında çok fazla avukat ve yasa düzenleyici var.
İpotek krizinin ardından ortaya çıkan robo-signing skandalı, büyük bankaların nasıl yasaların üstesinden geldiği konusunda bir başka örnek. Birçoğu büyük para cezaları ödemek zorunda kalırken, uluslararası çapta sahtekarlık yapan kişiler hiçbir zaman cezai kovuşturma görmedi. Bank of America’nın, diğerleri arasında konut patlaması sırasında yaptığı muazzam krediler, 2008 krizinin doğrudan bir sebebiydi.
Bankalar, onlara güvenen müşterilerinin kişisel mülklerini ele geçirirken, yatırımcılara borç vermek için kredi verme konusunda problemler çıkartıyor. Tüm bunlar, güvenilir üçüncü tarafların güvenilirliğinin sorgulanmasına sebep oluyor.
Gerçekten, Bitcoin ETF yok mu?
Geçtiğimiz hafta ABD’deki SEC’in Winklevoss Twin’in Bitcoin ETF’sini düşürme kararı, yerleşik finansal sistemin dışardan nasıl göründüğüne dair bir başka örnek. Alt faizli mortgage kredileri ve otomatik kredilerin hala tahvil ve ticarete dönüştürüldüğü ve insanların bir Bitcoin ETF satın alamayacağı fikri tamamen bir saçmalık. Subprime tahvilleri küresel finansal sistemi on yıl önce çöküşün eşiğine getirdi ve hala % 100 yasal.
SEC, bir dijital varlıktaki ticareti yasaklamaya karar verdiğinde bazı ciddi sorular sormaya başlamanın zamanı gelmiş demektir. Akla ilk gelen, merkez bankası liderliğindeki finansal sistemin, özellikle kripto paralı yaşamın uygun bir alternatif sunması durumunda insanların sonsuza dek dayatılan düzeni seçmeye devam edeceklerini düşünüyor mu?
En güncel haberlerimizi Telegram kanalımızdan, Instagram hesabımızdan, Facebook sayfamızdan ve Twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.
