Kripto para sektörü birçok analist tarafından kritik bir noktada görülüyor. Bir yandan, tüm tarafları kötü amaçlı faaliyetlerden korumak için tasarlanan yönetmeliğin kesin bir şekilde tanımlanma gerekliliği ve piyasada faaliyet gösteren meşru işletmeler için zeminin oluşturulması gerekliliği bulunurken. Öte yandan, şeffaflıktan kaçınma ve gizlenecek bir şey olduğuna dair sağlam bir görüş bulunuyor. Kripto düzenlemeleri ise bu iki kutuplaşmış görüş arasında bulunuyor.
Bu, hükümetlerin, bankaların ve daha geniş finansal hizmetler topluluğunun, kripto paraların topluma fayda sağlayıp sağlayamayacağını veya gerçekten teknoloji meraklılarının veya suçluların korunması için bir oyun olup olmadığını anlamaya çalışan yoğun bir inceleme ile gerçekleşiyor.
Bu inceleme sırasında, kripto işlem hacimleri hızla yükseliyor ve kripto borsaları, geleneksel borsalara rakip olan işlem hacimleri gerçekleştiriyorlar. Düzenlemeler ise henüz olgunlaşmamış ve merkezi kontrolden kaçınmak için oluşturulmuş bu sektör için anlaşılabilir bir şekilde nispeten eksik kalıyor.
Örneğin, kripto piyasasında bir bütün olarak uygulanan resmi bir kara para aklamayı önleme (AML) mevzuatı bulunmuyor. Yerel pazarlar tek tek ve farklı şekilde çeşitli düzenlemeler yapmakta olup, kripto sektöründeki şirketlerin uyumluluğunu garanti etmesini ve kredibilitesini artırmasını zorlaştırıyor.
Popüler algının aksine ise kripto para şirketleri düzenleme istiyor. Bu duruma kanıt olarak ise Şubat 2018’de yedi kripto para şirketinin Birleşik Krallık’ın ilk kripto ticaret birliği olan CryptoUK’u sektöre daha fazla meşruluk ve şeffaflık getirme amacıyla kurmasını gösterebiliriz.
Kripto düzenlemeleri dijital para sektörünün büyümesine nasıl etki edebilir?
Eğer kripto paralar, fiat paralara eşdeğer olarak düşünülecekse güven, ölçek ve kolay ulaşım, açısından düzenlemeler şart olarak görülüyor. Düzenlemeler titiz bir şekilde uygulandığında, kripto büyümesi için bir inhibitörden ziyade bir katalizör olabilir.
Japonya, ünlü Mt.Gox skandalı dahil olmak üzere yüksek profilli ihlallere maruz kaldıktan sonra, kripto para ticaretini düzenlemek için ulusal bir sistemi benimseyen ilk ülke olarak dikkat çekiyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Japonya, Bitcoin’i yasal bir ihale haline getirdi. Ve borsaların Japon Finans Hizmetleri Ajansı’na kayıtları halinde bunun yasal kalacağını belirtti. Japonya şu anda Bitcoin için en büyük küresel Pazar konumunda bulunuyor.
İsviçre’de, kripto paralar yasal olup, borsalar ve şirketler İsviçre Mali Piyasası Denetleme Kurumu’na kayıtlı olarak faaliyet gösterebiliyorlar. Sonuç olarak, İsviçre, bir PwC raporuna göre, kripto işletmeleri uygun bir ortam olarak gösteriliyor. Aynı zamanda rapor, İsviçre’de bulunan 4 ICO’nun piyasadaki en büyük 10 ICO arasında olduğunu gösteriyor.
Beşinci Kara Para Aklamayı Önleme yönergesi (AMLD5), piyasayı Avrupa’da daha güvenli hale getirmenin yolunu açıyor. Direktif, emanet kripto cüzdanı ve borsalarının artık finansal hizmet sektörünün geri kalanıyla aynı Müşteri bilinirliği (KYC) ve AML düzenlemelerine de tabi olacağını öngörüyor.
2019’un sonunda yürürlüğe girmesi beklenen AMLD5, üye devletlerin, sadece borsa ve saklama cüzdanı müşterilerinin değil kripto para kullanıcılarının da kimliklerini ve cüzdan adreslerini içeren merkezi veri tabanları oluşturmasını öneriyor. Ayrıca, AMLD5 üye devletlerin ulusal yetkili mercilerine bu veri tabanlarındaki bilgilere erişim yetkisi vermeyi amaçlıyor.
Sektör kripto düzenlemeleri konusuna sıcak bakıyor
Düzenlemeler doğru bir şekilde yapılırsa, kripto paraları meşrulaştırmak için de uzun bir yol kat edebilir. Yasadışı faaliyetlerin engellenmesine yardımcı olacak, hem kullanıcılara hem de kripto şirketlerine daha fazla şeffaflık getirecek ve büyüme için pazarın ihtiyaç duyduğu ivme yakalanabilecek.
Kritik olarak, kripto para şirketlerinin bu düzenlemeye ihtiyacı olduğu aşikâr. Özellikle bu şirketler riski planlamak ve azaltmak için düzenlemelere oldukça ihtiyaç duyuyorlar. Risklerin azaltılması ise düzenleyici bir kurum olmadan neredeyse imkânsız gibi gözüküyor. Ve binlerce meşru kripto işletmesi, stratejilerini zorlayan yanlış biçimlendirilmiş, olumsuz ve korumacı bir mevzuatın hayaliyle akut belirsizlik içinde çalışıyor.
Doğru kripto düzenlemeleri ve risk ilişkisi
Bugüne kadar kripto topluluğu, düzenleyiciler ve daha geniş finansal piyasa arasında sınırlı bir diyalog içinde. Bunun sonucunda ise kripto sektörü yanlış biçimlendirilmiş ve çoğu zaman caydırıcı önlemlere maruz kalıyor. Örneğin bankalar kripto işlemlerine sınırlama veya engellenme yoluyla kripto işletmelerinden desteklerini çekebiliyorlar.
Bu önlemler sistematik riski azaltmak için tasarlanmış olsa da, aslında tam tersi bir etkiye sahip olabiliyor. Kripto politikaları baştan aşağı detaylı şekilde anlamadan inşa edilirse kabul görmeyip istismar ve riskleri önleme konusunda başarısız olabilir.
Dahası, pazarın ipek yolu günlerine geri döneceği gibi bir tehlikede bulunuyor. Bu senaryoda, faaliyetler, ilgili makamlardan daha az gözetim altına alınarak yeraltına geri dönecektir. Kötüye kullanımı ve suç faaliyetlerini engellemek yerine, bu politikalar kripto topluluğunu resmi finansal hizmetler olma yoluna değil, yeraltına geri itecek.
Kripto şirketleri, düzenleyici kurumlarla bağlantı kurarak, düzenleyici denetim sağlayan ya da düzenlenmiş bir varlık gibi davranmanın yollarını araştıran platformlara yönelik operasyonları hareket ettirerek, sektöre fayda sağlayan bir düzenleme ortamı yaratmaya yardımcı olabilir.
Kripto para alanı, düzenleninceye kadar, sistem dışarısında kalacak, şüpheyle bakılacak ve büyümesi sınırlı kalacak gibi gözüküyor. Bununla birlikte, eğer yönetmelik kabul edilirse, kripto paralar resmi finansal sistemin ayrı bir parçası olmakla birlikte meşru hale gelecek.
En güncel haberlerimizi Telegram kanalımızdan, Instagram hesabımızdan, Facebook sayfamızdan ve Twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.
UYARI: Yazı içeriğindeki bilgiler, tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yapıyor olduğunuz yatırımlardan kaynaklı kâr ya da zararınızdan yazar ve kriptoparahaber.com sorumlu değildir. Yatırım, nihayetinde bilgi, birikim, tecrübe, araştırma ve şahsi kararlar gibi birçok temele dayanır.
