Son on yılda, diğerlerinden daha fazla kripto para patenti olan şirketin Bank of America olması herkese şaşırtıcı gelebilir. Bunun nedeni, pek çok Bitcoin yatırımcılarının gözünde merkezi olmayan para biriminin olarak gördüğü kripto para mantığına ters düşmesidir.
Bitcoin patentleri çoğalıyor
Bitcoin Patent Raporu, dokuz yıl önce Bitcoin’in genesis bloğunun çıkarıldığı zamandan beri, 2000’den fazla patent başvurusu yapıldığını ortaya koyuyor. Kripto paraların ilk yıllarında, yılda ortalama 50’nin altında olan patent sayıları ise oldukça düşük seyrediyordu. Ancak 2015 yılından sonra bu rakam yükselmeye başladı ve 2016 yılına kadar katlanarak arttı.
Listedeki bazı katılımcılar, kripto paralara açıkça az ilgi gösterdikleri ya da en son teknoloji ile çok fazla ilgilenmedikleri için beklenmedik durumdadırlar. Örneğin, Mastercard’ın dijital ödeme sistemlerine ilgi duyması mantıklı gözükebilir. Fakat Mastercard firmasının 21 dosyalama ile kripto para ile ilgili patent listesinde dokuzuncu sırada olduğunu görülüyor. Listede herkesi şaşırtan ise 45 patent ile Bank of America ‘nın üst sıraya yerleşmiş olmasıdır. Geçen yıl toplam 2550 adet kripto para lisanslandı. Ve bu rakam bizlere gösteriyor ki artık şirketler Bitcoin’in potansiyelini yavaş yavaş fark etmiş durumda.
Kripto para patenti Yeniliği mi Teşvik Ediyor yoksa Boğucu bir Rekabet mi?
Bir patent, teknolojik bir buluşa sahip kişiye özel haklar tanımaktadır. Geliştiricilerin fikri mülkiyet haklarının korunması için bir araç olarak tasarlanmıştır. Fakat bu noktada patent sistemi, yeniliği engellediği ve kaynakların boşa harcamasına neden olduğu gerekçesiyle zaman zaman eleştirilmektedir. Örneğin, şirketler olması gerekenden daha geniş ölçekli bir patent başvurusunda bulunabilir. Ve daha sonra ilgili sistemin geliştirilme aşamasında, güçlü avukatlar eşliğinde hak sahibi olduğunu iddia edebilirler. Kuşkusuz, patentler, İnternet’i kriptografi araçlarının geliştirilmesi ve daha sonra kripto para ile onu daha iyi ve daha güvenli bir yer haline getirmeye çalışan “cypherpunklar” için çok da önemli değildir.
Herhangi bir kişi ya da kuruluşun bir patent sahibi olması, kayıtlı olduğu ve onaylandığı anlamına gelir. Fakat teknolojinin bu üründe herhangi bir çıkarı olmadığı anlamına gelmez. Diğer bir deyişle, bir varlığın patentini alan kişiler, illa ki o alanda uzman kişiler olduğu anlamına gelmemektedir. Bitcoin’in ilk geliştiricileri, kodlarının merkezi veritabanlarında korunması için başvurmaktan çok devrim niteliğindeki teknoloji yaratmaya ilgi duyuyorlardı.
Bitcoin Patent Raporu, kripto paraya ilişkin tüm patentlerin yüzde 50’sinin Çin’den (910), ardından ABD’nin (676), Birleşik Krallığın (112) ve Güney Kore’nin (98) geldiğini ortaya koyuyor. Her bir patentin esası ne olursa olsun, varoluşları için ortaya konan ahlaki durum, Bitcoin ve Blockchain ekosisteminde benzeri görülmemiş düzeyde ilgi görür. Asi “cypherpunk”lardan büyük şirketlere kadar, herkes şimdi oyunda bir role sahip.