Kripto paraların yükselişinin anahtarı olarak görülen merkezsizlik kavramı, aynı zamanda Blockchain profesyonellerinin de yaygın bir sığınağı. Oldukça güvenli olmasına rağmen, en yaygın borsalar bile tüm merkezi sistemlerde bulunan güvenlik açıklarını gözler önüne serebiliyor.
Merkezsizlik kavramının gücü
Kripto para ekonomisi an itibarıyla 136 milyar dolara tekabül ediyor. Bu büyüme, daha güvenli ve bireyselleştirilmiş bir değer dağılımı biçimi olan merkezsizlik ile körüklenmiş durumda. Merkezsizlik ekonomideki her türlü kırılganlığı ortadan kaldırma ve piyasa gücünü bireylere iade etme potansiyeline sahip.
Çoğunlukla, daha sağlam bir ekonomi için bu potansiyel gerçekleştirilebiliyor. Kullanıcıların dijital varlıkların güvenle depolanmasını ve aktarılmasını sağlayan kripto para ağlarının güvenlik ihlalleri hayli nadirdir. Bitcoin gibi ağlar kolayca saldırıya uğrayabilseydi tabii ki hayatta kalamazlardı.
Kripto para birimleri iktidarı bireylerin ellerine geri döndürdü. Verilerin karmaşık bir katılımcı ağı (düğümler) üzerinden dağıtımı; bankalar, brokerlar ve avukatlar gibi aracıların güvenilir üçüncü taraflar olarak hareket etmesinin önüne geçti, sahipliği doğrulamak ve kayıt altına alma gerekliliğini ortadan kaldırdı.
Ancak gerçekte, bu yararlar sadece aynı ağdaki güvenilir bireyler arasında tokenler gönderilirken hissediliyor. İşlemler geri döndürülemez olduğundan, bir başkasının cüzdanına para göndermek, karşılığında varlık alma beklentisiyle riskli olabilir. Hiçbir şey ödeme yaptıktan sonra satıcının bu varlıkları sağlayacağını garanti etmez.
Bu sebeple itibar kavramı zamanla önemli hale geldi. Eşten eşe (P2P) veya tezgah üstü (OTC) borsalar kripto para perakende piyasası için omurga sağladı ve itibar bazlı gözden geçirme sistemleri ile cüzdandan-cüzdana işlemlerine güven aşıladı. Bununla birlikte, P2P işlemlerine dahil olan risk, ücretleri artırıyor ve yüksek hacimli ticaret ve yatırım için bir engel teşkil ediyor.
Merkezi borsalar güvenlik zaafiyetlerinden muzdarip
Merkezî borsaların çok işlevli bir kripto para piyasasının oluşumu için gerekli olduğu su götürmez bir gerçek. Bu borsalar, temelde emanet hizmeti olarak çalışarak likidite ve güven sağlamayı kolaylaştırır. Bir parayı doğrudan cüzdana göndermek ve endişeyle beklemek yerine, her iki taraf da borsaya para yatırır ve bir işlem tamamlandıktan sonra ne kadar borçlu olduklarına erişebilir.
Ancak OKEx, Binance ve Bitfinex gibi borsalar bu gelişmekte olan sanal ekonomiye yatırım yapmak için hayati öneme sahipken, merkezi sistemler gibi aynı temel güvenlik zayıflıklarından muzdaripler. Bu borsalarda kripto para verileri Blockchain boyunca dağıtılır ve kopyalanırken, bir borsada depolanan fonlara erişmek için tüm kişisel parolalar tek bir merkezi sunucu paketinde yer alır. Bu durum, böyle kusurları ortadan kaldırmak için tasarlanmış bir ekonomiye potansiyel hatalar getiriyor.
Merkezi olmayan ve merkezî sistemlerle sağlanabilecek güvenlik dereceleri arasındaki fark önemli. Merkezi borsalar, hacking, yolsuzluk, hükümet yasakları ve veri kaybına karşı duyarlılık gösteriyor ve teorik olarak geleneksel merkez bankalarından daha savunmasız. Ancak kripto alanındaki düzenleme ve sigorta eksikliği, varlıklarınızı yitirirseniz geri almanızın mümkün olmadığı anlamına geliyor.
Merkezsizlik gücü bireylere geri veriyor
Kripto ekonomisinin güvenliği sadece merkezî borsalar tarafından tehlikeye atılmakla kalmıyor. Birçoğu onları çekirdek kültür ve felsefelerine karşı antitetik olarak görüyor. Merkezsizlik, bireylere varlıkları üzerinde daha fazla kontrol vadediyor. Ancak borsalar da sonuçta insanlar tarafından yönetiliyor.
Merkezi bir borsa altyapısını sürdürmek ve düzenlemekle ilgilenenler, yetkilerini fonlara erişimin engellenmesi için kullanabilirler veya daha da kötüsü olabilir.
Tabii ki, merkezî meslektaşlarına göre sayıları oldukça az olsa da pek çok merkezi olmayan borsa (DEX) var. Ancak adopsiyon, hayli sıkıntılı bir raddede. IDEX ve Waves DEX dahil olmak üzere en büyük DEX’ler, üst düzey merkezi borsalara rakip olacak bir hacim elde etmek için çabalıyorlar. Merkezsizlik, yaygın olarak karşılaşılan güvenlik sorunlarını çözebilmesine rağmen, merkezi olmayan borsaların ölçeklenebilirliğini engelleyen başka unsurlar da var.
Gerçek merkezsizlik için Blockchain‘de barındırılması gereken tek şey işlemler değil. Parolaları ve varlıkları korumak için, çevrimiçi alışverişin düzgün çalışmasını sağlayan karmaşık programlamanın büyük bir kısmı da barındırılabilir ve Blockchain üzerinde çalıştırılabilir. Dağıtık bir bilgisayar ağının tüm merkezi olmayan borsayı barındırması ve yürütmesi için gereken hızlara ulaşmanın, kripto para birimlerinin başlangıcından bu yana geliştiriciler için en büyük teknik zorluk olduğunu söylemek mümkün.
DApp’ler ve akıllı sözleşmeler Blockchain evrimine ön ayak oluyor
Ama manzara değişiyor. Dağıtık uygulamaları (DApp’ler) ve kendi kendini idare eden sözleşmeleri (akıllı sözleşmeler) desteklemek için Blockchain’in evrimi, merkezi olmayan muhataplarıyla rekabet edebilmeleri adına merkezi olmayan borsalar için karmaşık işlevselliği yakın zamanda sağlayabilir. Ethereum, bu evrimde merkezi bir rol oynadı ve ağın hızlandırılmasına odaklanmak 2017’den bu yana temel odak noktası oldu.
Ancak, Ethereum’un off-chain (zincir dışı) işlemlerini içeren mevcut ölçeklendirme girişimleri, güvenlikten ödün verdiği için eleştirildi. IOST, NEO ve Qtum da dahil olmak üzere, daha yeni projeler, böyle bir uzlaşma olmaksızın kripto altyapısının iyileştirilmesi için umut verici alternatifler sunuyor.
Kurumsal yatırım sektöre iyi bir hava getiriyor
Gelecekteki ilk projeler için yükselen risk sermayesi desteği de güven verici. Kurumsal yatırımla piyasaya güven, standardizasyon ve pozitif düzenlemeler geliyor. Birçok Blockchain girişimi, bu VC‘lerin bilinen etki ve piyasa gücünden yoksun. Sequoia China gibi girişimlere baktığımızda yerleşik VC’lerden destek alarak ve daha fazla kurumsal yatırım getirerek geleceğe yönelik sanal ekonominin güvence altına alındığını ve meşrulaşmayı görmek çok uzun sürmeyecektir.
Kripto para piyasasının kitlesel olarak benimsenmesi için yüksek hacimli, merkezsiz borsalara ihtiyaç duyulduğu, kripto hayranları, yatırımcılar ve geliştiriciler tarafından uzun zamandır biliniyor. Konunun zaman akışıyla ilgili tahminlerde bulunanlar da var. Bazıları kripto para birimlerinin yaygın olarak kullanılmasına 15 yıl, diğerleri ise 20 yıl kaldığını savunuyor
IOST, merkezi olmayan ekonominin güvenlik ve ölçeklenebilirlik ihtiyaçlarını karşılamak için ultra yüksek bir TPS Blockchain altyapısı oluşturarak bu zaman çizelgesini önemli ölçüde kısaltmaya çalışıyor. IOST ekibinin misyonu, çevrimiçi hizmet sağlayıcıların geleceği için temel bir küresel mimari olmak ve gelecekte hayatımıza yön vermesi beklenen merkezsizlik teknolojisiyle borsalar yaratmak.
Son olarak IOST kurucu ortağı Jimmy Zhong’a kulak verelim:
Gizlilikten güvenliğe, hatta devlet müdahalesine karşı direnişe… Merkezi olmayan borsalar, merkezî karşılıklarının önündedir. Buna rağmen kamunun ilgisini çekmiyorlar.
Yazı içinde bahsettiğimiz IOST projesinin detayları için web sitelerini, Facebook ve Twitter sayfalarını, Telegram kanallarını takip edebilirsiniz.
Yazı içeriğindeki bilgiler, tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yaptığınız yatırımlardan kaynaklı kâr ya da zararınızdan yazar ve kriptoparahaber.com sorumlu değildir. Yatırım, nihayetinde bilgi, birikim, tecrübe, araştırma ve şahsi kararlar gibi birçok temele dayanır.