Bitcoin bankaları değiştirmek için icat edildi, ancak temel teknolojisi –Blockchain– hemen hemen her aracıyı değiştirebileceğini kanıtladı. Artık dijital paramız olduğu için, parayı programladık. Bu, mali işlemlerde avukat ve sözleşmelerin yerini alabilir. Bu “programlanabilir para”, kararlaştırılan sözleşmeleri tam şeffaflıkla ve insan etkisi olmadan otomatik olarak uygulayabildikleri için ademi merkeziyetçiliği bir sonraki seviyeye taşıdı. İşte akıllı sözleşmeler ve gelişimi…
Akıllı sözleşmeler nasıl ortaya çıktı?
Amerikalı bir bilgisayar bilimcisi ve şifreleme uzmanı olan Nick Szabo, 1994’te akıllı sözleşmeleri ilk kez sunan ilk şirket oldu. Bu sözleşmeler, kontratları programlamak için Solidity dilini kullanan Ethereum’un tanıtımıyla popülerlik kazandı. Bitcoin ayrıca akıllı sözleşmeleri de destekler, ancak bunu kullanmak için opcode programlamayı bilmeli. Bu, Bitcoin’de akıllı sözleşme kullanımının çok sınırlı olduğunu, yeteneklerinin daha az olduğunu belirtmekten de çok uzak.
Bitcoin ağında tam akıllı sözleşme desteği sunmak için, Rootstock geliştirildi. Ethereum gibi, Rootstock (veya RSK), Solidity dilini kullanır, ancak saniyede 100 işlem gerçekleştirebilir ve 10 saniyelik ortalama aralıklarla haber blokları ekler, bu da mevcut Ethereum bloğundan ortalama 16 saniyelik blok aralığına sahip olandan daha düşük.
Akıllı sözleşmelerden beklentiler
Akıllı sözleşmeler, belirli koşullar sağlandığında açık kaynak kodlu, kendi kendini yürüten bir koddur: Tüm taraflar işlemi imzaladı mı? 30 günlük limit aşıldı ve tokenler tasfiye edilebilir mi? ICO yumuşak kapağına mı ulaştı yoksa fonlar tersine mi dönmeli?
Ethereum platformu, herkesin kolayca kendi tokenlerini oluşturmasına izin verdiği için birçok proje için kullanıldı. Açık doğası gereği ve sözleşme kodunun önceden bilinmesi ve kötü niyetli aktörler tarafından değiştirilememesi veya değiştirilememesi nedeniyle, birçok kişi akıllı sözleşmelerin geleneksel sözleşmelerin yerini alabileceğini öne sürmekte. Bu sözleşmeler hızlı, hemen ve özerk olarak yürütülürler ve herhangi bir tarafın bunu etkileyebilmesinin hiçbir yolu yok.
Ancak, bu inanca karşı da direniş var: Düz İngilizce dilinde yazılmış bir sözleşmeyi okumak yerine, kullanıcı şimdi kodu incelemek ve programlama dilini anlamak zorunda. Çok az kullanıcı bunu yapma bilgisine sahip. Bu nedenle akıllı sözleşmeleri reddedenler, bu sistemin hiç de “güvenilmez” olmadığını savunuyorlar.
Akıllı sözleşmelerin kesintiye uğratabileceği birçok alan var: oylama, yönetim, tedarik zincirleri, sağlık ve gayrimenkul. Ancak açıklandığı gibi, akıllı sözleşmelerin de olumsuz tarafları ve zayıf noktaları var. Bunlara rağmen bu sözleşmelerin önemli bir gelişme olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Yakın gelecekte akıllı sözleşmeler hayatımızda nasıl yer alacak hep birlikte göreceğiz.
En güncel haberlerimizi Telegram kanalımızdan, Instagram hesabımızdan, Facebook sayfamızdan ve Twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.